17 Ocak 2020 Cuma

Diyalog 2 - Köşebaşı Entelleri

İstanbul'da yeni bir bin yılın başladığı zamanlarda, binaları sokaklarına paralel, yazları sıcak ve konfeksiyonel serpintili, kışları soğuk ve kolsuz şişme montlu, bitki örtüsü genellikle bol baslı şahin ve köşe başı abisi olan, vahşi yaşama üç çizgili adidus zalımus'ların hakim olduğu bir mahalle vardı. Bu mahallede her canlıdan üç nesil bulunurdu. Biz bu belgeselimizde Adidus Zalımus'ları, diğer adıyla Varoş Kurtları'nı anlatacağız.

V for Varoş!

Çetin kış ayları soğuk havaların yağmur getirmesiyle birlikte Zalımusları etkilemeye başlıyor. Yağışların kara çevirmesi ve iki haftalık örtünün Semt'i kaplamasıyla birlikte artık avlanamayan kurtlar iyice zayıflıyor. Vahşi Doğanın sert kuralları önce yavru kurtları hedef alıyor. Mavi önlüklü zalımus'lar sırayla nezle-grip-ishal-kızamık gibi hastalıklara yakalanarak güçsüz düşüyor. Anne zalımus'lar yavrularıyla ilgilenirken onlar da hastalanıyor. Sürünün bu hali Baba Zalımus'ları üzse de üzerine düşen rol gereği belli etmiyor. İhtiyar Adidus'lar yılların tecrübesiyle sürüyü iyileştirmeye başlıyor.

Bahar gelip de güneş yüzünü gösterince eriyen karlar altından köşe başı abileri çıkıyor. İşte Köşe Başı Abileri. Sürünün en tehlikelileri. Her zaman sürüden ayrı kendi köşelerindedirler. İşte birisi çömeldi! Çek Martin, çek. Bu sahneyi hiçbir belgeselci kaçırmak istemez doğrusu. Standart bir Varoş Kurt'u düz desensiz bir vucuda sahiptir. Köşe Başı Abilerini diğer kurtlardan ayıran özellikleri ise ön ayaklarından başlayıp omuzlarına kadar çıkan ve oradan hemen kalçaya geçip arka ayaklarının ucuna kadar olan üç çizgidir. Genellikle beyaz olan bu çizgiler doğduklarında çok kısa bir süre sonra belirmeye başlar. Onları sürüden ayıran diğer özellikleri ise görevleridir.

Bir Varoş Kurdu sürüsü yetişkinlerin rehberliğinde ilerlerken en önde yaşlı kurtlar, hemen arkalarında atılgan genç savaşçı kurtlar, onlardan sonra tecrübeli genç kurtlar, onların arkasında yavru kurtlar ve en arkada sürünün tamamını daima görebilecek bir konumda lider kurt olacak şekilde ilerler. Sürünün koruması lider ve tecrübeli genç kurtların gorevidir. Üç Çizgili Kurtlarımız ise sürüden ayrı bir köşede olurlar ve görevleri mekanı Semt'i korumaktır. Sürünün bulunduğu Semt'e giren çıkan her canlıdan haberdar olurlar. Tehlikeli bir duruma anında müdahale ederek Semt'in güvenliğini ve huzurunu sağlarlar. İsimlerini aldıkları "köşe başı" bir gözlem noktasıdır ve normal bir Semt'te iki adet bulunur. Lider, bunlar arasından çıkar. Az önce Martin'le beraber gördüğümüz çömelen üç çizgiliye Sarı adını verdik. Acaba kaçıncı dereceden faça sahibi bir Üç Çizgili? Yeni avlandığı bir zaman yanına gidip yakından inceleriz.

-O da ne? Sen de benim duyduğumu duyuyor musun Martin?
-Evet Harrari, doğru duydun, bu bir Baslı Şahin. Giderek yaklaşıyor, uzaklaşsak iyi olacak. 

***

8 Saat Sonra, Semt'te Gece.

-Sessiz ol Martin... İste üç çizgililer köşede. Kaç tane görüyorsun?
-İki.
-Seslerini duyabilecek kadar yaklaşmayı deneyeceğim.
-Dikkatli ol Harrari. Bu bizim Sarı değil mi? Kırmızı Tuborg içiyorlar.
-Evet bizim Sarı. Ssshhhh... Buraya bakar gibi oldular.
-Yavaş hareket et lütfen.
-Sanki ne konuştuklarını duyar gibiyim.
-Kulaklığımdan ben de duyar gibiyim, az kaldı Harrari.
-Evet işte oldu. Mikrofonu bırakıp geliyorum.
-Tamamdır.

Çok ender kaydedilen bir şeyi kaydediyoruz şu anda sayın seyirciler. Yüzlerine odaklan Martin. Kırmızı Tuborg içen iki Köşe Başı Abisi, günlük detoks içeceğini alan iki Üç Çizgili Adidus Zalımus. Hoparlörü açıyorum.

Diğeri: Neydi o abi geçen günkü eleman? Bi' hareketler şekiller falan bizim semtimizde!
Sarı: Ya aklınca kabadayılık taslıyordu. Verdik ağzının payını, yolladık.
Diğeri: Neymiş derdi abi?
Sarı: Ya gelmiş bana diyo ki "yok efendim Tutunamayanlar kocaman bir balondur." Lan sen kimsin lan gevvvvşek! Sen kimsin bizim semtimize gelip Oğuz Abiyi kötülüyorsun, yarraama bak hele!
Diğeri: Oğuz Abi hakkında ileri geri konuştu he! Bunlar tehlikeli oyunlar peşinde heralde, heyecan istiyorlar belli ki.
Sarı: Dur hele dur, oyunlarla yaşatıcam ben onları.
Diğeri: Abi gidelim, yanlarına bırakmayalım bunu.
Sarı: Sakin ol, her şeyin bi' şeyi var. Hayır onla da kalmadı, yok çalıştıymış da, asıl tutunamayan Yusuf diye bi' elemanmış da, Oğuz Abi ondan gasp etmişmiş. Oğuz Abiyi tanımıyor belli ki, onun kestiği racona hala aklı ermiyo' yeni yetmelerin.
Diğeri: Bak ya! (Elindeki tuborgu dikip sinirle fırlattı.)
Sarı: Dur bak sana ne dicem. Geçende Oğuz Abi toplamıştı bizi. Mekandayız. Adam bi' laf etti, aklım götüme kaçtı, Polat molat hikaye.
Diğeri: Ne dedi abi?
Sarı: "Zaman her şeyin ilacıysa, fazlası intihara girmez mi?" dedi.
Diğeri: Ne diyosun be abi...
Sarı: Üstüne kimse laf edemedi birader, öyle sustuk kaldık.
Diğeri: Vay be abi...

......devam etmeyecek......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder