28 Eylül 2019 Cumartesi

Diyalog

Oturdu bir adam bir adamın karşısına, ortada bir masa, masada sadece masa örtüsü, güzel mönü.

-Demek cenazeni prova etmek istiyorsun.
-Evet.
-İlginç bir fikir. Nasıl bir şey düşündün?
-Düşünmedim.
-Nasıl yani, nasıl prova bu böyle plansız?
-İnsan planlayarak mı ölür?
-E, intihar bir nevi planlı ölümdür.
-Hayır, intihar bir ölüm kararıdır. Seni oraya sürükleyen şeyleri planlayamazsın.
-Ötenazi?
-Cevabı aynı, sana o kararı aldıran şeyleri planlayamazsın. Planlı ölüm olmaz, insan sadece ölür.
-Ne yapacaksın peki?
-Hiçbir şey. Sen yapacaksın.
-Ben mi?!Na..Nasıl yani?..
-Şimdi herkesi arayacak ve benim öldüğümü söyleyeceksin. Öylece ölmüş olacağım.
-E sebep?
-Kalp diyolar... dersin.
-Tabuta ne koyacağız?
-İnsanlığı. Tamam tamam sululuk yapmıyorum. Ne biliyim koy işte bir şeyler.
-Sonra ne olacak?
-Sonra ben takma uzun bir sakal, büyük bir sarık ve cübbeyle cenaze imamı olarak geleceğim.
-Sonra da kim ne yapıyor ne diyor onları mı izleyeceksin?
-Daha da fazlası. Kendi ruhuma fatiha okutturacağım.
-Hala sululuk peşindesin.
-Ne sululuğu, unuttun mu, imamım ben.
-Peki imam efendi(!)
-Aferin evladım.
-Neden böyle bir şey yapıyorsun?
-Herkes kendi cenazesini en azından bir kere hayal etmiştir. Ben sadece daha canlı bir hayal kuruyorum.
-Yahu herkes liseyi teröristlerin bastığını, okulu ve platonik aşkını kurtarıp kahraman olduğunu hayal ediyor ama bunun için okula saldırı düzenlemiyor.
-Tamam ya amma uzattın. Hadi başla.
-Yahu delirdin mi? Gerçekten ölmediğin anlaşılınca insanların yüzüne nasıl bakacaksın?
-Ölümünü bile prova etmiş birinin kaybedecek hiçbir şeyi yoktur. Ara hadi.
-Tamam ama önce bir kaç şey merak ediyorum onları cevaplayacaksın.
-Nedir?
-En çok kimin tepkisini merak ediyorsun?
-En çok kim üzülecek onu merak ediyorum.
-En yakınlarından biri o kadar da üzülmese mesela?
-Benim bildiğim yakınlık derecelerim önemli değil. Ben beni gerçekten seveni merak ediyorum.
-Peki bunu öğrenince eline ne geçecek, sonuçta artık o insanla bile görüşemeyeceksin.
-Sen belki de sevmişsindir ama hayatında hiç sevilmediğin kesin. Sevmek karşılık ister ama sevilmek karşılıksız bir mutluluktur.
-Gerçekten öldüğünü sanıp ağır konuşmaya başladın..
-Gerçekten öldüğümü varsay, cenazeden sonra senle de görüşemeyeceğiz.
-Sanki bir boşlukla konuşuyorum.
-(Sadece tebessüm etti)
-Peki mezar taşına ne yazdıralım?
-İsim soyisim olmasın. Doğuma C.S.70 Ölüme C.S.96 yazarsınız.
-C.S.?
-Cumhuriyetten Sonra.
-Ulan ölüyorsun hala cumhuriyet falan filan!
-İnsan fikirleri uğrunda ve fikirlerine göre yaşamadıktan sonra ne farkı kaldı hayvandan? Fikirleri uğrunda yaşayan hayvanlar bir tek Hayvan Çiftliği'nde vardı. Sonunda insanlaşmışlardı hatırlarsan.
-Peki peki anladık.
-Mezar taşıma bir de şey yazdırın,
"İşte şimdi başlıyor"
-Lan oğlum kafayı mi yedin?
-Sence?
-Ölüm provası yapan adama ne diyorum, doğru, yedin!
-Sakin ol. Alt tarafı bir prova.
-Neyse uzatmayacağım, yoksa şimdi şuracıkta döveceğim seni! Varsa başka diyeceğin bir şey söyle de işim var daha bir sürü insana ölüm haberini vereceğim.
-Beni güzel hatırla
 Bütün telaşımdan sonra
 Beni sakin hatırla
 Kalbini kırdıysam eğer
 Özür dilerken hatırla
 Bir kızıl gün batımında
 Beni güneş gibi hatırla...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder